reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Türkiye Türkiye’den büyük müdür?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Türkiye Türkiye’den büyük müdür?
reklam

Türkiye, Türkiye’den büyük müdür?

Memleketi yöneten iktidarın zihinsel yapısını anlamanın, anlamlandırmanın giderek daha karmaşık bir hale geldiği söylenebilir.

Ülke tarihinde gelip geçen iktidarların zihinsel süreçlerini bir şekliyle anlayabiliyorduk. Anlaşıldığı ölçüde nasıl bir tepki verileceği de biliniyordu.

Örneğin toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan işçi-emekçi-esnaf kesimleri ekonomik sıkıntılarına azami ölçüde çözüm getirmeyen hükümetleri bir sonraki seçimlerde halk  değiştirebiliyordu.
Adalet-hukuk-insan hakları meselelerinde kimi aksamalar olsa da toplumun adalete olan güveni bu denli yerlerde sürünmüyordu!

Toplumun mal ve can güvenliği azami ölçüde güvence altındaydı.

Uyuşturucu, kara para haksız emeksiz kazanç bu iktidar dönemiyle birlikte meşrulaştırıldı. İlk kez bu iktidar döneminde açlık-yoksulluk sınır kavramları gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçası  haline  getirildi.
Bu yakıcı gerçeklere karşın; tek adam yönetimi hala iktidar! hala en yüksek perdeden ” biz ne yapıyorsak halk için en iyisini, en doğrusunu yapıyoruz” siyasetini sürdürebiliyor.
Siyasetin konusu amacı akademik açıdan çok karmaşık, detaylı bir disiplin olmasına karşın; gündelik  yaşama  yansıması somuttur. Olabildiğince açık ve sarihtir özetle: iş ekmek özgürlük, adalet, eşitlik, eğitim, sağlık gibi temel kavramların toplumun çoğunluğunu oluşturan emek güçlerini hiç değilse akıl-vicdan ölçülerinde korunmasıdır.

Yaşamın  bizatihi gerçekleri tam tersi bir rota da ilerlemektedir.

Bu bağlamda asıl can yakıcı olan temel nokta: iktidarın başarısı, yönetme gücünün alamet-i farikası nedir? Gerçekleri tam anlamıyla perdelemek.

Medya gücüyle yargıyla; yerine göre sopayla ve son dönemlerde güvenlikçi dış politik hamleleriyle dikkatleri başka bir tarafa gözden uzak noktalara çekmek.

Esad sonrası Suriye de demokrasi ihracına soyunmak.

Kendi ülke insanın iş ekmek  adalet sorunları yokmuşçasına, Suriye’nin sorunlarını dert etmenin anlamı ne olabilir.

İnsanlık tarihinde bir başka örneği yoktur ki: kendi vatandaşlarının hakkını-hukukunu korumadan, geliştirmeden uzaktakini düşünen ikinci bir örneği yoktur.

Nasıl ki ‘ ben ekonomistim’ söylemiyle ülke insanlarının canına okumuşsa!

Şimdi de güvenlikçi-yayılmacı dış politikasıyla; dünya lideri edasıyla ülkenin canını yakmaya istekli.
Bölgenin esas gücünün ABD ve İsrail olduğu bir konjonktürde öncülüğe soyunmak küresel-emperyal dünyayı anlamamak demektir.

Tek adam yönetiminin ‘Türkiye Türkiye’den büyüktür’ söylemi yayılmacı emperyal bir söylemdir. Bu söylemin öncüleri paylaşım savaşlarıyla belirlenmiştir.

Ortadoğu coğrafyasının esas aktörü “ABD” Emperyalizmidir.

Siyasetin ‘abc’si: bölgenin esas gücüne rağmen kahramanlığa soyunanların sonlarının hüsran olduğunun bir dizi örneğini anlatmaya gerek var mı?

Son söz yerine: bu akıl -vicdan dışı rejimin irrasyonel dış politikaları teşhir edilmeli; yurttaşların esas gündemlerinin örtbas edilmesine izin verilmemelidir.

Kendi yurttaşının refahını huzurunu düşünmeyenlerin; başkalarını düşünmelerinin tek bir amacı vardır: kendi siyasal ikbalini korumaktır!

Büyük Türkiye ideali anti emperyalist kurtuluş savaşıyla başlayan ” Yurtta sulh cihanda sulh” idealidir!

Saygılarımla,

reklam
Verified by MonsterInsights