reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Barış Süreci ve Fikri Takip  

Yayınlanma Tarihi : Google News
Barış Süreci ve Fikri Takip  
reklam

Barış Süreci ve Fikri Takip

Son zamanlarda akıl defterime yazdığım kısa bir cümle” Fikri Takip” cümlesi oldu. Bu kısa ama  yaşamsal bir öneme sahip tümcenin neden bu kadar önemli olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şöyle ki toplum olarak yaşadıklarımızı hızlı yaşayan ama durup düşünmeden çabuk unutan bir özelliğimiz var.
Toplumsal belleğimizin bu denli zayıf olmasının bedelini yine toplum olarak; toplumun ezici bir çoğunluğunu oluşturan yine bizler çekmekteyiz.
Nasıl mı?
Can yakıcı iki temel mesele üzerinden ” Fikri takibin-bilinç akışını” izinden devam edelim.
Birincisi ülke gündemini son bir kaç aydır meşgul eden ” Kürt meselesi-Barış” sorunu:
Evet aynı toprakları birlikte paylaşan iki halk; neden kavgalı-dövüşlü!
Neden barış içerisinde yaşamayı başaramıyorlar.
İki ulusun halkları mı rıza göstermiyor!
Yoksa küresel emperyalist güçler mi? Siyasal çıkar çevreleri mi?
Zamanında çözülmeyen, çözülmek istenmeyen bu tür sorunlar adeta bir kördüğüme dönüşür.
Çözüm için düğümün neresinden çözmeye başlamanın karmaşasını yaşamaya başlarsınız.
Bu karmaşa içerisinde doğruya yakın ilk adım: sorunu çözmek için öne çıkan öznelerin gerçek niyetlerine, dünle bugün arasındaki değişim süreçlerine bakmak gerekir.
Küresel güçlerin (ABD-Avrupa) Ortadoğu coğrafyasındaki emellerinin değiştiğini söylemek bir yana; savaş çılgınlığının iyice arttığı söylenebilir.
Küresel güçlerin çekim alanında siyaset yapan; sözde yerli-milli olduklarını savunan siyasi öznelerin küresel-emperyal güçlerden bağımsız hareket ettikleri söylenebilir mi?
Bir anda “Barış” gibi temel bir meselenin öncülüğüne soyunmaları; akılla tarihsel gerçeklerle açıklanamaz.
Barış için kolları sıvayanların bu kadar kısa bir zaman içerisinde savaş baltalarını toprağa gömüp; barış güvercinlerini uçuracaklarını beklemek en hafif deyimle “aklını  peynir ekmekle yemek” demektir.
Barış meselesi  salt başına ” Kürt meselesi-Öcalan” sorunu da değildir.
Barış ideali esasen ” Toplumsal eşitlik-Adalet” meselesidir.
Kürt meselesini gündemin ilk sırasına çıkarıp milyonlarca çalışanla barış içerisinde yaşamak yerine kavgayı seçen; milyonlarca çalışanı-emekliyi açlığa, yokluğa, yoksulluğa mahkum eden bir siyasal akıl; halkın barışını nasıl savunur ya da ne kadar inandırıcı olabilir.
Şüphesiz bu sürece katılan çevrelerin emeklerine saygı duymakla beraber; nasıl bir tezgahın içinde olduklarını hatırlatmak isterim.
“Ne yapalım uğraştık; elimizden geleni yaptık” sözlerini daha önce söyledikleri gibi yeniden  söylemeleri çok uzak bir ihtimal değil.
Resmi sitelerinde dünün “Karanlık, şoven; asalım keselim bunağının “fotoğrafını “barış simgesi” olarak koyan anlayışın nasıl bir trajedi içinde olduğunu hatırlatmak isterim.
Ülke insanları can pazarında bedeller öderken olmayacak duaya amin diyenler; diğer taraftan ülkenin esas gündemini dillerine almayanların tarih karşısında nasıl hesap vereceklerini de şimdiden düşünmeleri gerekir.
Saygılarımla,
reklam
Verified by MonsterInsights