İdeolojiler Seküler Dindir
Daniel Bell’in ‘’İdeolojiler Seküler Dindir’’ söylemiyle neyi kastettiğini tam olarak anlamamıştım. Dinde sorgulamadan biat etmek vardı ama ideolojilerin sorgulanabileceğini, eleştirilebileceğini düşünenlerdenim. Bu nedenle de bu söylem bana çok da gerçekçi gelmemişti. Ne zamana kadar gerçekçi gelmemişti? Ülkemizin en önemli Sivil Toplum Kuruluşlarından birinin Genel Kuruluna katılana kadar. Günümüzün hükümetinin kendi gibi düşünmeyen kişileri bile dışladığı, cezalandırdığı bir ortamda korku duymadan üyesi olup, yönetimine giren ve delege seçilen kişilerin, kendi gibi düşünmediğini düşündüğü, hâlbuki eşit koşullarda delege olmuş bazı diğer delegeleri ötekileştirdiğine şahit olduğumda çok şaşırdım. Sadece şaşırmadım, çok da üzüldüm. Hatta delegelerin oylarına sözlü müdahale edildiğini de duydum. Demokratik bir oluşumda bu tip davranışların yer almaması gerektiğine inananlardanım.
Genel kurullar ülke genelinde gerçekleştirilen büyük toplantılardır. O toplantılarda yönetimin lehinde ya da aleyhinde konuşmak isteyen tüm delegelere belli bir zaman çerçevesinde söz hakkı verilmelidir. Delegelerin konuşmaları esnasında sözleri kesilmemeli, gerekli notlar alınarak konuşması bittikten sonra ihtiyaç duyuluyorsa gerekli cevaplar verilmelidir. Söylenenler ne kadar olumsuz olursa olsun, müdahale edilmeden dinlenmelidir. Konuşmalar sadece cevap vermek için dinlenmemeli, içeriği de iyi anlaşılmalıdır. Aynı ülkü etrafında birleşmiş bir örgütün elemanlarının yapması gereken davranış şekli böyle olmalıdır. Ben de ‘’eleştiri geliştirir’’ diye düşünenlerden biriyim. Karşımda konuşan kişileri can kulağı ile dinlediğimde pek çok yanlış düşüncemin olduğunu defalarca fark ettim. Zaten demokratik olmanın en önemli kurallarından biri de size muhalif olanların bile düşüncelerine saygı göstermektir. Sadece Genel Kurullarda değil, insan topluluğunun olduğu her ortamda düşüncelere saygı duymak gerekir.
Aynı davranış, benim gibi düşünen biri yapıyorsa doğru, benim düşünceme muhalif birisi yapıyorsa yanlış olamaz. Öyle oluyorsa da demokratik bir davranış olmaz. Ama onlar da, güç ellerinde iken demokratik davranmamışlardı! Söylemi de demokratik bir duruş değil. Bu düşünce tarzı, benim hırsızım suçlu değil cümlesi kadar abes geliyor bana. Hiç sevmediğim söylemlerden biri de ‘’kol kırılır yen içinde kalır’’. Neden? Kolun kırıldığı sorgulanmalı. Kırılan kol yen’in içinde kalmamalıdır.
Türkan Filiz ŞENTÜRK