Anmada Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, “Acımız hep diri ama öfkemizi de diri tutuyoruz burada hep birlikte. Bilinsin ki, bunun hesabı sorulana kadar bu öfkemiz geçmeyecek.” dedi.
1968 yılı Sivas-Güren’e bağlı Çipil Köyü doğumlu Göktepe, Geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan, sekiz çocuklu emekçi bir ailenin yedinci çocuğuydu. İlkokulu köy okulunda dört yıl okuduktan sonra 1979’ yılında kardeşi Aziz ile birlikte İstanbul’a gelerek Esenler’deki Harp Dinçsoy İlköğretim Okulu’ndan mezun oldu. Ortaokul ve liseyi Esenler Lisesi’nde tamamladı ve 1989 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’ne girdi. Üniversite yıllarında öğrenci gençlik mücadelesinde aktif rol alan Göktepe bir çok kez gözaltına alındı. Mart 1992’de Haberde ve Yorumda Gerçek dergisinde muhabir olarak çalıştı. Daha sonra 7 Haziran 1995’te kurulan Evrensel gazetesinde yer aldı.
8 Ocak 1996’da Ümraniye Cezaevi’nde öldürülen tutukluların cenazesi ile ilgili haber yapmak üzere Alibeyköy’e giden ancak sarı basın kartı olmadığı gerekçesiyle ilçeye sokulmayan ve olayı izlemekte ısrarlı olunca gözaltına alınan Göktepe, Eyüp Kapalı Spor Salonu’na götürülerek polislerin şiddetli cop darbeleriyle dövülerek öldürüldü. Göktepe, spor salonunun yakınında ölü bulundu.
Olayla ilgili olarak dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, Metin Göktepe’nin gözaltına alınmadığını, Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan gözaltına alındığını ancak sonra çay bahçesinde otururken fenalaşarak sandalyeden düştüğünü, İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan spor salonunun duvarından düşerek öldüğünü söyledi. 8 Ocak 1996 akşam saat 20:00’de Canözkan, olay ve ölüm tutanağı düzenleyerek Metin Göktepe’nin cenazesini Adli Tıp Kurumu’na gönderdi. Metin Göktepe ile birlikte gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılanlar, ısrarla Metin Göktepe’nin polis tarafından öldürüldüğünü ve cesedinin gözaltında tutulan diğer kişilerin yanından alınarak götürüldüğünü söyledi.
Metin Göktepe’nin ağabeyi İbrahim Göktepe, Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan’a ifade verdi ve kardeşinin gözaltında polisler tarafından öldürüldüğünü belirtti ve şikâyetçi oldu.
Evrensel gazetesi sahibi Vedat Korkmaz, polisler hakkında idari soruşturma açılması için İstanbul Valiliği’ne şikâyet dilekçesi verdi. İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, gözaltına alınanlar arasında Göktepe’nin olmadığının kamera görüntülerinden de tespit edildiğini, listede isminin yer almadığını ileri sürdü. Ancak daha sonra yaptığı açıklamalarda Göktepe’nin gözaltına alındığını kabul etti.
1998 yılından bu yana Göktepe’nin doğum gününde her yıl 10 Nisan tarihinde“Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri” veriliyor.
Göktepe davası Afyon’a taşındı ve 8 Eylül 2000’de beş polis memuruna “kastı aşan insan öldürmek” ve “faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek” suçlarından yedişer yıl altışar ay hapis cezası verildi. Bir polis memuru ise Yargıtay’ın kararı bozmasından sonra 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırma cezası aldı. Öldürülmesinden sorumlu polisler kamuoyunda “Rahşan affı” diye bilinen afla şartlı tahliyeden yararlanarak toplam 1 yıl 8 ay yattı.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık,;
“Metin’i anlatmak hep zor benim için. Onun katledildiği 1996’ya gelene kadar savaş ortamında çok fazla gazeteci arkadaşımız katledildi, onların öldürülmesine tepki gösterirken sesimiz o kadar cılız kalıyor ki, bu işin önünü alamadık, Metin’e kadar uzandı. Ferhat Tepe’nin, İzzet Kezer’in öldürülmesine itirazımızı doğru yerde gösterseydik Metin ve bir dolu arkadaşımız öldürülmezdi. Metin’le kardeşlik hukukumuz vardı, ama ancak o katledildikten sonra fark ettim. Fadime anne annemdir, ablası Meryem’in yeri ayrıdır, Metin’in ailesi, ailemdir.. Aslına bakarsanız benim ailem çok geniştir, Cumartesi Anneleri de benim ailemdir, Hasan Ocak ailesiyle başladığımız süreç, Hayrettin Eren’in annesi Elmas anne ve hepsi.”
dedi.