
Nisan ayı enflasyonu yıllık TÜİK yüzde 37,86, ENAG % 73,88
Nisan ayı enflasyonunu TÜİK aylık bazda % 3, yılık bazda yüzde 37,86; Enflasyon Araştırma Grubu ENAG ise Nisan'daki aylık enflasyonu yüzde 4,46, yıllık enflasyonu ise 73,88 olarak hesapladı.
Nisan ayı enflasyon verileri açıklandı. TÜİK verilerine göre Nisan ayında enflasyon aylık bazda yüzde 3, yıllık bazda yüzde 37,86 oldu. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise Nisan'daki aylık enflasyonu yüzde 4,46, yıllık enflasyonu ise 73,88 olarak açıkladı.
TÜİK'e göre yıllık enflasyonda en yüksek veriler;
%79,2 ile eğitim harcamalarında
%74,07 ile konut
Gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 36,09
ulaştırmada yüzde 22,76 artış
Konut fiyatları Nisan ayında aylık bazda %4,66 arttı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası piyasa beklentilerini yansıtan Nisan 2025 Piyasa Katılımcıları Anketi'ni TÜİK'in raporundan önce yayımlamıştı. Reel ve finansal sektör temsilcilerinden oluşan 71 katılımcının görüşleriyle hazırlanan ankette, yıl sonu enflasyon beklentisi bir önceki döneme göre artarak yüzde 28,04'ten yüzde 29,98'e yükselmiş, 12 ay sonrası TÜFE beklentisi yüzde 24,55'ten yüzde 25,56'ya, 24 ay sonrası beklenti ise yüzde 17,06'dan yüzde 17,69'a çıkmıştı.
TÜİK'e göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart 2025'te aylık bazda yüzde 2,46 olarak gerçekleşirken yıllık bazda yüzde 38,1'e geriledi.
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Hatice Karahan, 24 Nisan'da Washington'da yapılan Küresel Görünüm Forumu'nda yaptığı konuşmada, Mayıs 2024'te yüzde 75 seviyesinde olan yıllık enflasyonun Mart 2025 itibarıyla yüzde 38,1'e gerilediğini, enflasyondaki bu düşüşün hem piyasa hem de hane halkı beklentilerini olumlu etkilediğini söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 18 Nisan'daki Uluslararası Ekonomi Zirvesi'ne ilettiği mesajında, enflasyonun 10 aydır aralıksız düştüğünü ve bu düşüşün kararlılıkla süreceğini, bu konuda çok güçlü bir siyasi irade ve çok güçlü bir programları olduğunu ifade etti.
Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan;
Türkiye'deki enflasyonun artık yapısal ve dirençli bir nitelik kazandığını, para politikasının tek başına yeterli olmayacağını ifade ederken;
''Enflasyonu tetikleyen ilk unsurlar pandemi ve uluslararası tedarik zincirindeki arz şoklarıydı. Ancak sonrasında, Merkez Bankasının heterodoks politikaları ve siyasi müdahalelerle tablo daha da ağırlaştı. Enflasyonla mücadele için toplumsal mutabakat içeren, maliyeti yüksek ama hedef odaklı gelirler ve sosyal politikalar gerekiyor. 2023 Haziran'ında Mehmet Şimşek'in bakan olarak göreve gelip ekonomi yönetiminin değişmesiyle "rasyonel politikalara" dönüş vaadi verildiğini, bu vaatlerin hayata geçirilemediğini, Merkez Bankası'nın gecikmiş adımları ve güven kaybının, enflasyonu kalıcı hale getirdiğini, bugün geldiğimiz noktada, sadece para politikasıyla mücadele yeterli değil, kapsamlı bir gelirler ve sosyal politika stratejisi gerektiğini, 2023 Haziran'dan bu yana 2 yıl geçti. İnsanlık tarihinde 2 yıl süren istikrar programı yoktur. İstikrar programları kısa sürede etki eder; birkaç ayda sonuç alınır. 2 yıllık süreç artık istikrar değil, bir kalkınma stratejisi olur. Bu süre zarfında Türkiye'nin gelirleri çok iyi planlanmış bir servet vergisi, örneğin bir deprem vergisi gibi, aynı zamanda kapsamlı sosyal yardım mekanizmaları ile desteklenen bir program uygulaması gerekiyordu. Bu fırsat kaçtı.''
Enflasyonla mücadelenin sosyal adalet temelli bir boyutu olduğunu, TÜİK verilerine dayanan hesaplamalarına göre, düşük gelirli vatandaşların yaşadığı enflasyon resmi oranın çok üzerinde olduğunu,
"Alt gelir gruplarının tüketim kalıplarına baktığımızda – gıda, kira, ulaşım gibi kalemler – bu kesimlerin karşılaştığı enflasyon yüzde 50-60 civarında. Merkez Bankası'nın ilan ettiği yüzde 30'luk oran, bu kesimin mutfağına iki katı olarak yansıyor. Bu koşullarda insanlara 'enflasyonla mücadelede başarılıyız' diyemezsiniz. Yılda bir kez yapılan asgari ücret zammı ile bu güven yeniden kurulamaz. Zamana yayılan, sürdürülebilir sosyal politikalar gerekir." Merkez Bankasının güven kaybı yaşadığı bir ortamda Şimşek'in "kristal küre bize enflasyonun düşeceğini söylüyor" türünden açıklamaları inandırıcı bulunmuyor. Sayın Şimşek'in açıklamaları gerçeklikten uzak. Ekonomik güven tahrip edilmişken, sadece beklenti yönetimiyle bu iş yürümez. Merkez Bankası'nın politika faiziyle sınırlı çözümleri, ne içeriden gelen şoklara – örneğin 19 Mart krizi – ne de dışarıdaki jeopolitik sarsıntılara karşı yeterli olacaktır. Uzmanlara göre Türkiye'nin enflasyonla mücadele edebilmesi için ekonomi politikalarının tüm toplumu kapsayan adil bir mutabakatla yürütülmesi gerekiyor. Ancak mevcut siyasal atmosferin bunu sağlayacak iradeye "sahip olmadığını" Gelirler politikası bir maliyet yaratır. Bu maliyeti kimin üstleneceği konusunda netlik gerekir. Üst gelir gruplarına, finansal sermayeye yük bindirecek bir düzenleme şart. Ama bugün hükümetin böyle bir stratejiyi oluşturacak ne gücü ne de vizyonu var."
dedi.

Koç Üniversitesi ve İngiltere'deki Durham Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan ekonomist Doç. Dr. Cem Çakmaklı;
Bu tabloya ilişkin olarak özellikle 19 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılmasıyla yaşanan siyasi gelişmelerin ardından piyasalarda oluşan güvensizliğin, sadece para politikası araçlarıyla giderilemeyeceğini, rezervlerdeki hızlı erime ve Türkiye'nin artan risk primi bu güvensizliği pekiştirdiğini iletirken;
''19 Mart'tan sonra bir kırılma oldu ve bana kalırsa bu pek geçici değil. İlk başta 40-50 milyar dolarlık bir rezerv erimesi yaşandı. Net rezervler şu anda 7 milyar dolara kadar gerilemiş durumda. Para politikasındaki güvenin de işe yaramayabileceği bir pozisyondayız. Mevcut ekonomik program artık sonuna yaklaşıyor olabilir. Çünkü yapısal kırılmalar, rezerv kayıpları ve artan döviz talebi, programın sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor. Döviz talebi devam ederse ya faiz artırılacak ya da eksi rezervlere geçilecek. Yazın turizm gelirlerine güveniliyor ama bence bu sürdürülebilir değil. Eğer ekonomik verilerde düzelme görülmezse, enflasyonun daha yüksek seyretmesine göz yumulacağı, büyümeye odaklı yeni bir program açıklanabilir. ''
dedi.
dedi.