8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde gösterilerin yasaklanmasına rağmen düzenlenen gece yürüyüşünün ardından dağılan kalabalık arasında çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Beyoğlu Kaymakamlığı 7 Mart’ta yaptığı yazılı açıklamada, 8 Mart’taki gösterileri, ”kamu düzeni ve toplumsal barışı bozabilecek eylemlere neden olabileceği” değerlendirmesiyle ilçede bir gün boyunca yasaklamıştı. Yürüyüş sonrasında dağılanların bir bölümü Cihangir Caddesi üzerinde polis tarafından çevrelendi ve bu gruptan gözaltına alınanlar oldu.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Süreyya Arcan Kara’nın bildirdiği üzere, gözaltına kaç kişinin alındığına dair kendilerine net bilgi verilmediğini ancak sayının yaklaşık 100 ila 200 kişi olduğu tahmin ettiklerini söyledi. Buna rağmen Cihangir, Karaköy ve İstiklal Caddesi’nden gelen kadın hakları savunucuları Sıraselviler Caddesinde toplanarak basın açıklaması yaptı. Açıklamada,

“Mücadelemizden, hayatlarımızı, dünyayı değiştirmemizden irkilenler bizlere saldırılarının dozunu her gün biraz daha artırıyor. Bu saldırıyla bir gün İstanbul Sözleşmesi feshediliyor, öteki gün ‘aile yılı’ ilan ediliyor. Pınar Gültekin’in canavarca hisle öldürülmediğini söyleyenler, Narin’in başına ne geldiğini çözmekle uğraşmıyor, Dina’nın maruz kaldığı ırkçı şiddeti ortaya çıkarmaya tenezzül etmiyor. Tüm bu adaletsizliklere karşı itiraz edenleri, yaşamın böyle, yaşamın adaletsiz, yaşamın eşitsiz sürmemesi gerektiğini söyleyenleri susturmaya, sindirmeye, yok etmeye çalışıyor”

ifadeleri yer aldı.

ÇHD: Kadıköy’de 24 kişi gözaltına alındı. 21’i serbest bırakılacak

Gündüz saatlerinden başlayarak İstanbul Kadıköy’de bir araya gelen kadın hakları savunucuları Bu kişiler arasında gözaltına alınanlar bulunuyor. Çağdaş Hukukçular Derneği gözaltına alınan 24 kişiden 21’inin ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılacağını, üç kişinin gözaltında tutulmaya devam edileceğini iletti.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi biri avukat  10 kişinin gözaltında olduğunu söyledi. Baro, 8 Mart eylemlerinde gözaltına alınanlar için kriz masası oluşturulduğunu ve hukuki destek sağlandığını duyurdu. Sosyal medyada paylaşılan videolarda polisin Kadıköy’de yürüyüş için bir araya gelen kadınlara müdahale ettiği görüldü.

8 Mart için Türkiye’nin farklı kentlerinde de kutlandı.

Ankara’da kadınlar feminist gece yürüyüşü için Yüksel Caddesi’nde bir araya geldi. Ankara Kadın Platformu’nun gündüz saatlerindeki Kolej Metro Çıkışı’nda başlayan yürüyüşü polis barikatıyla engellendi. Kadın hakları savunucuları Güvenpark’a yürümek istiyordu. Kadınlar engellemeye, “Kadınlar ölürken polis neredeydi” sloganıyla karşılık verdi Kadıköy’de Süreyya Operası önünde toplanan kadın örgütleri basın açıklamalarında kadına yönelik şiddetin arttığına vurguladı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Sözcüsü Esin İzel Uysal,

Son bir yılda 376 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü,  bu kadınların 274’ünün aile içerisindeki erkekler tarafından öldürüldüğünü, bunların engellenebileceğini, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi’ne dair kanun uygulansaydı, bu tablonun değişebileceğini  iletti.

Platform, Meclis’te geçtiğimiz aylarda Polis Akademisi tarafından yapılan sunuma göre, bir yılda yaklaşık 300 bin kişinin 6284 sayılı kanundan yararlanmak için başvurduğunu, ”Bu 6284’ün ne kadar hayati olduğunu göstermiyor mu? Kadınların yaşamak için mücadele ettiğini göstermiyor mu?” sorusunu sordu.

Erdoğan: ‘Sözleşme değil, kanun yaşatır’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da katıldığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar programında yaptığı konuşmada

“Muhalefetin, özellikle ana muhalefet partisinin İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili iddialarının hiçbir temeli bulunmuyor” dedi. Kadıköy Belediyesinde AKP’li kadın bir belediye meclis üyesinin sözünün kesildiğini ve kendisine hakaret edildiğini belirten Cumhurbaşkanı, “Kadına yönelik şiddete karşı farkındalığı artırmaya herkesten evvel kendi kadrolarınızdan, kendi belediyelerinizden başlayın” diyerek CHP’yi eleştirdi. Erdoğan, 6284 sayılı kanunun şiddetle mücadele konusunda “ihtiyaç duyulan yaptırımı, cezayı” barındırdığını savundu “Bunun için biz sözleşme değil, kanun yaşatır diyoruz”

dedi.