

“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere
Değil,
Vallahi değil:
Bir iş var bu işin içinde”Orhan Veli
Adalar’a talan
Adalılar dava sürecine hazırlanıyor.
İstanbul’un kıyısında bulunan Prens Adaları, mimarisiyle şehrin gürültüsünden uzak, yeşiliyle doğasıyla ada sakinlerinin ve ziyarete gelenlerin nefes alabildiği ender bir bölge.
İstanbul depreminde en riskli alanlardan Adalar için yapılan plan adaların incisi olan Burgazada’ya ciddi yıkım getiriyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na planın iptali için itiraz dilekçesi verecek olan Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedef Adası, Yassıada, Kaşık Adası, Tavşan Adası ve Sivri Ada sakinleri…
Adalar 1984’ten beri doğal sit alanı ilan edilmişti. 2021’in Kasım ayında Cumhurbaşkanı’nın kararıyla “Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildi. İmar planı yetkisi ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verildi.
O tarihten bu yana adalar yapılaşma tehdidi altında. Bu adalardan Yassıada’nın hali içler acısı. Demokrasi Adası adıyla milyonlarca dolara mal olan turistik tesis bugün çürümeye terk edilmiş…
Tehlike çok büyük?
Kısa süre önce Kaşık ve Sedef adalarının doğal sit derecesi düşürüldü ve yapılaşmanın önü açıldı.
İtirazlar sürüyor.
Şimdi sıra diğer adalarda…
Adalar’ın 1/5000 ve 1/1000 yeni imar planları 28 Temmuz’da askıya çıktı. İtiraz süresi 28 Ağustos’ta dolacak.
Yeni imar planına göre ise Adada kentsel kurallar oluşturulacak;
Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül’ün; Adalar’ın artık planı var” sözleriyle bir anlamda sahip çıktığı plan ne yazık ki ciddi tehlike içeriyor. Planın en büyük yıkımı yaratacağı ada Burgazada.
Burgazada Mahalle Meclisinin koordinasyonunda imara açılan parseller, konaklamalı turizm tesisleri, günübirlik turizm tesisleri, ve sosyal ve kültürel tesislerle yaratılacak vahim değişim…
Ada sakini avukat Erhan Ergun,
Adalar’ın sosyal ve kültürel zenginliğine uygun olmadığını söylediği planda;
- Bu plan geçerse Adalar çevre tahribatı nedeniyle yaşanamaz hale gelecek ve gece gündüz nüfusunun denetimsiz artması sonucu salgın hastalıklar ve deprem riski açısından kırılganlığı artacak.
- Tehdit analizi yapılmadan hazırlanan planlar, yapılaşmanın önünü açacak, Adalar’da doğal yaşam alanlarının parçalanmasına, ekosistemin bozulmasına kültürel mirasın tahribine neden olacaktır.
- Ormanlık alanlar birinci derece sit alanı olarak korunmalıdır. Oysa yapılaşma riskinin olduğu bölgelerde sit dereceleri iki ve üçe düşürülmüş, koruma kalkanı zayıflatılmıştır. Yapılaşma sonucu keşilecek ağaçların sayısı Akbelen’den fazladır.
- Turizm tesisi ve mesire alanı olarak imara açılan bölgeler su basma alanında kalmaktadır. Plan tsunami etkisi göz ardı edilerek hazırlanmıştır.
- Kıyıya sınırı olan alanların turistik tesis mesire alanı ve konut alanı olarak planlanması kıyıların halkın kullanımına kapatılacağı anlamına gelmektedir. İmara açılması planlanan Adalar’ın güney yamaçlarının göçmen kuşlar için yaşamsal derecede önemli konaklama dinlenme alanları olduğunu da ekleyen Ergun, planın sorumlu turizm anlayışına da uzak olduğunu söylüyor.
Plan, Adalar’ın tarihi ve kültürel yapısına, doğal yapısına, su varlıklarına, doğal ortamına zarar verecek.
Plana itiraz süresi 28 Ağustos’ta doluyor…
Tüm adalarda plana karşı çıkanlar bugün Ataşehir’deki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde buluşup, itiraz dilekçelerini verecekler.
“Fethedildim, yağmalandım, nice donanma demir attı sularımda, gelen giden bayrak dikti topraklarıma, bayrağım yok, dinim yok, sadakat aramayın bende, biri gider, öteki gelir, ben kalırım.”
Gündüz Vassaf
Bir Ada Sakini: NÖ. / Çekin Elinizi Adalardan…
Şimdi de sıra adalara geldi. Her şeyi bitirdiniz. İklimi mahvettiniz. Şu an sıcaktan kavrulmamız hep yeşile, güzele, iyiye göz diktiğiniz için, Rantçılığınız için. Keselerinizi doldurmak için güzelim ülkemizi çorak, hale getirdiniz, sattınız, dağııtınız, talan ettiniz…
Bu nasıl aymazlık
Bu ne doymazlık
Bu halk düşmanlığıdır.
Güzelim ülkemizdeki sit alanlarını teker teker imara açmadınız mı
Kahrolun emi…
Hazırlayan: Nurhan Özgel