
Avrupa Parlamentosu'ndan Türkiye'ye ağır eleştiriler içeren yıllık rapor...
Avrupa Parlamentosu'ndan Türkiye'ye AİHM çağrısı.
AP'den Türkiye'ye otoriterlik' eleştirisi
AP'de Türkiye için İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında sert eleştirilerin yer aldığı 27 sayfalık rapor hazırlandı. Rapor için 367 parlamenter lehte, 74 parlamenter aleyhte oy kullanırken 188 parlamenter ise çekimser kaldı. Raporu İspanyol parlamenter Nacho Sanchez Amor kaleme aldı.
Strasbourg'dan yapılan açıklamalarda "üyelik için kestirme yol olmadığı" mesajı veriliyor. AP, tıkanan katılım süreci yerine farklı bir ilişki kurulması görüşünde. Raporda, Türkiye'nin bazı davalarda AİHM kararlarına uymaması ve Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması öne çıkarken Türk yetkililerin ülkeyi daha da otoriter bir modele doğru ittiği" görüşü hakim.
Türk Dışişleri Bakanlığı raporla ilgili olarak ülkemiz aleyhine çarpıtılmış, ön yargılı ve gerçek dışı iddialar içerdiğini, AP'yi "terör örgütlerine ve Türkiye karşıtlığını varoluş nedeni haline getirmiş bazı çevrelere propaganda zemini sağlayan bir kurum" olarak tanımlıyor. Ülkemizdeki siyasi dinamikler, dış politikamız ve Sayın Cumhurbaşkanımızın KKTC ziyaretine yönelik mesnetsiz değerlendirmelerini reddediyoruz Önümüzdeki dönemde, katılım sürecimiz dahil, AB ile ilişkilerimizin karşılıklı yarar temelinde sürdürülmesi için AP'nin üzerine düşeni yapması temel beklentimizdir" açıklamasını yaptı.
Raporun tartışılması amacıyla 6 Mayıs akşamı AP Genel Kurulu'nda katılımın çok düşük kaldığı oturumda söz alan Türkiye Raportörü Sanchez Amor, son dönemde Türk medyasında Türkiye'nin askeri gücünün AB kapılarını açtıracağına yönelik haberlere rastladıklarını bunun olmayacağını, AB üyesi olmak için kestirme yol olmadığını söyledi.
İnsan hakları ve demokrasi alanında endişe verici gelişmeler gözlemlediklerini belirten AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Marta Kos, "Türkiye'nin AB ile sürdürmek istediği ilişkinin niteliğini netleştirmesi ve eylemlerini buna göre düzenlemesi önemlidir. Nihayetinde işbirliğimizin derinliği ve kalitesi her iki tarafın da karşılıklı kararlılığına ve yapıcı yaklaşımına bağlı olacaktır." dedi.
Oturumda söz alan parlamenterler Türkiye'ye yönelik açıklamalarında yoğun eleştiriler de bulundu. Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin 2018'den bu yana pratikte durması sonucunda AP "yeni bir ilişki" vurgusunu her yıl gündeme getirildiği, AB'ye katılım kriterlerinin mutlak ve müzakereye kapalı olduğu, mevcut şartlarda müzakere sürecine dönülmesinin mümkün olmadığı, daha yakın, dinamik ve stratejik bir ortaklık için çalışmaya devam edilmesi belirtildi.
Belgede Türkiye'nin stratejik ve jeopolitik öneminin yanında katılım sürecinde kestirme yollar yoktur ve katılım sürecinin özünde yer alan demokratik ilkeleri tartışmaktan kaçınmak için hiçbir argüman ileri sürülemez. Türkiye ile AB arasında değerler ve standartlar konusundaki büyük uçurumun kapatılması için Türk yetkililerin olumlu açıklamalarını somut adımların izlemediği, Türk toplumunun büyük bölümünün Avrupa yanlısı yaklaşımının Türkiye'nin katılım sürecinin canlı tutulmasının başlıca nedeni olduğu, "otoriter eğilimin", ticaret ve güvenlik işbirliği de dahil olmak üzere AB-Türkiye ilişkilerinin tüm boyutları üzerinde ciddi etkilere yol açacağı ifade edildi.
AP, raporunda Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alma konusunda yaşadığı zorluklar, Schengen başvurularında "talepteki belirgin artış ve sistemin kötüye kullanılması korkusu" nedeniyle sorunlarla karşılaştığı, bundan "üzüntü duyulduğu" belirtildi. Vizelere erişimin iyileştirilmesi için siyasi kararlılığa dikkat çekilen belgede "kalan teknik ve idari engellerin ele alınması için her iki tarafa da yoğun çaba göstermeleri" çağrısında bulunuldu. Raporda, AB ülkelerine yönelik olarak "AP, üye devletleri bu konuya ayrılan kaynakları artırmaya çağırır" şeklinde ifade edildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyulmaması
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla ilgili olarak Türkiye, bağlayıcılığı olmasına rağmen bazı AİHM kararlarını uygulamadığı, Avrupa Konseyi ile Ankara arasında yıllardır sıkıntılı bir süreç yaşandığı, vurgulanarak insan hakları savunucusu Osman Kavala ve siyasetçi Selahattin Demirtaş'a ilişkin AİHM kararları için "tam uygulama" isteminde bulundu.
AP, AİHM kararlarıyla Türkiye'ye yapılan mali yardımların ilişkilendirilmesi önerisinin gündeme getirildiği raporda, AB Komisyonu ve AB üyelerine Türkiye'nin bu kararları uygulamasını sağlamak amacıyla tüm diplomatik kanalları kullanma ve bu kararlara uyumu Türkiye'ye yapılacak mali yardımlar için bir ön koşul olarak değerlendirme çağrısı yapıldı. Suç örgütü kurucusu olmak, irtikap, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, terör örgütüyle işbirliği ve yolsuzluk suçlamalarıyla 19 Mart'ta gözaltına alınan ve 23 Mart'ta tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nun durumu da raporda yer aldı. Üniversite diploması iptal edilen Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının, "siyasi amaçlı bir hamle" olarak nitelendirildiği belgede, "Türk yetkililerin ülkeyi daha da otoriter bir modele doğru ittiği, AP, demokratik standartların gerilemeye devam etmesinden ve Türk makamlarının giderek artan baskıcı yasalar yoluyla eleştirel seslere karşı uyguladığı amansız baskıdan derin endişe duymaktadır" denildi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un, İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında "Tarafsız ve bağımsız yargının gerçekleştirmekte olduğu soruşturmaları farklı taraflara çekmek, darbe gibi ifadelerle nitelendirmek son derece tehlikeli ve yanlıştır" demiş, herkes bilmelidir ki hukuk devletinde suç işlendiğine dair bir iddia varsa savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil yargı makamlarıdır" açıklamasını yapmıştı.
PKK'nın silah bırakarak kendisini feshetmesi amacıyla yürütülen süreç desteklendi.
AB'nin terör listesinde yer alan PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı memnuniyetle, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından başlatılan yapıcı yaklaşım da takdirle karşılandı. Raporda, "AP, Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yaptığı silah bırakma, kendini feshetme ve barış sürecine dahil olma çağrısını, 40 binden fazla kişinin ölümüne neden olan 40 yıllık şiddet döneminin sona ermesine yardımcı olabilecek tarihi ve uzun zamandır beklenen bir adım olarak memnuniyetle karşılar" denildi. Belgede, "Önemli bir fırsatın söz konusu olduğu" vurgusu yer aldı.
Kıbrıs sorunu
Önceki yıllarda raporlarda olduğu gibi bu yılki raporda da önemli bir yer tuttu. Belgede, Kıbrıs sorunu bağlantılı hemen her konuda Türkiye'nin yaklaşım ve politikaları eleştirildi. AP, Kıbrıs sorununun çözümü bağlamında 18-19 Mart'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri himayesinde yapılan görüşmelerin olumlu bir atmosferde geçmesinin memnuniyetle karşılandığını belirtti.
Türkiye'nin Kıbrıs sorunu konusundaki iki devletli çözüm önerisi "kabul edilemez" olarak nitelenerek çözümün tek uluslararası tüzel kişiliğe, tek egemenliğe, tek vatandaşlığa ve siyasi eşitliğe sahip iki toplumlu, iki bölgeli federasyon olduğu tezi yinelendi. AP, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımasını AB'yle ilişkilerin gelişmesi için olmazsa olmaz şart olarak görüyor.
Gümrük Birliği Güncellemesi
Türkiye'nin AB'den en önemli beklentileri arasında yer alan gümrük birliği güncellemesi, AP'nin diğer konulara oranla daha pozitif tavır içinde olduğu, "AP, dijitalleşme de dahil olmak üzere çok çeşitli ortak çıkar alanlarını kapsayabilecek daha geniş ve karşılıklı fayda sağlayan bir kapsamla geliştirilmiş bir gümrük birliğini desteklemeye hazırdır" denildi. Bununla birlikte AP bu konuda açık çek vermiyor: "AP, sürecin sonunda Parlamento'nun onay verebilmesi için böyle bir modernizasyonun insan hakları ve temel özgürlükler, uluslararası hukuka saygı ve iyi komşuluk ilişkileriyle ilgili güçlü koşullara dayanması gerektiğinin altını çizer.

