

Suriye’de alevi ailelerin evlerinde öldürüldüğüne tanık olan Aleviler dehşet içinde…
Suriye’de, devrik eski lider Beşar Esad’ın kalesi olarak görülen kıyı illerinde şiddet olayları devam ediyor.
Geçiş dönemi lideri Ahmed Eş-Şera pazar günü bir açıklama yaparak birlik çağrısında bulundu.
Lazkiye ve Tartus’ta yüzlerce kişi evlerini terk etti. Bölgede yaşayanlar yağmaların ve çocuklar da dahil olmak üzere toplu cinayetlerin yaşandığını anlatıyor. Kıyı kenti Banyas’ta çoğunlukla Alevilerin yaşadığı El Kusur mahallesi sakinleri, sokakların cesetlerle dolu. Tanıklar, farklı yaşlardaki erkeklerin de vurularak öldürüldüğünü anlatıyor.
Cuma günü pencerelerinden dışarı bakmaya bile korkan insanlar, kesintiler yaşanan internete bağlanabildiklerinde Facebook üzerinden komşularının ölümlerini öğrendiler.
- BBC’ye konuşan Ayman Fares adlı Suriyeli, yakın zamanda hapse girmiş olmasının kendisini kurtardığını, Ağustos 2023’te Facebook hesabında Beşar Esad’ı yolsuz yönetimi nedeniyle eleştiren bir video paylaştığı için tutuklandığını, HTŞ liderliğindeki güçlerin Aralık ayında Esad’ı devirmesinden sonra tutukluların serbest bırakmasıyla salıverildiğini söyledi.
El Kusur sokaklarına baskın düzenleyen savaşçıların onu tanıdığını, bu yüzden ölümden kurtulduğunu ama yağmadan kurtulamadığını, arabasının çalındığını ve diğer evlere baskınlar düzenlendiğini söyledi.
Fares,
“Yabancıydılar, kimliklerini veya dillerini tanıyamadım ama Özbek veya Çeçen’e benziyorlardı. Yanlarında bazı Suriyeliler de vardı ama resmi güvenlikten değillerdi. Cinayeti gerçekleştirenler arasında bazı siviller de vardı” Ailelerin kendi evlerinde öldürüldüğünü, kadınların ve çocukların kan içinde. Bazı aileler saklanmak için çatılarına koştular ama kurtulamadılar.”
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, kıyı kentleri Lazkiye, Cebele ve Banyas’ta 740’tan fazla sivilin öldürüldüğünü duyurdu.
Güvenlik güçlerinin 300 üyesinin ve Esad destekçilerinin çatışmalarda öldüğü bildirilirken, BBC ölü sayısını doğrulayamadı.
Fares;
Suriye ordusu ve güvenlik güçlerinin Banyas şehrine varmasıyla istikrarın sağlandığını, diğer grupları şehirden dışarı ittiklerini ve ailelerin güvenli bölgelere ulaşması için koridorlar sağladıklarını söyledi.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir başka Banyaslı, Ali, Fares’in anlattıklarını doğruladı. Karısı ve 14 yaşındaki kızıyla El Kusur’da yaşayan Ali, güvenlik güçlerinin yardımıyla evinden kaçmış.
“Binamıza geldiler. Mahallede çatışmaları ve çığlıkları duyuyorduk, çok korktuk . İnternete bağlanabildiğimizde, Facebook’tan ölümleri öğrendik. Ama apartmanımıza geldiklerinde, sonumuzun geldiğini düşündük. Para istiyorlardı. Komşumuzun kapısını çalıp arabasını, parasını, evindeki tüm altın ve değerli eşyalarını aldılar. Ama öldürülmedi.”
Ali ve ailesi, Sünni komşularına sığındı.
“Yıllarca Aleviler, Sünniler ve Hristiyanlar olarak birlikte yaşadık. Böylesini hiç yaşamadık. Sünniler, Alevileri saldırılardan korumak için hızlı davrandılar ve şimdi resmi güçler düzeni sağlamak için şehirde. Ailelerin, cinayetleri işleyen grupların üyeleri Banyas’tan çıkarılıncaya kadar sığınacakları, çoğunluğu Sünni olan bir mahalledeki bir okula götürüldü.”
dedi.
Silah bırakmayı reddeden Esad yanlılarının, kıyı kentleri Lazkiye ve Cebele civarında güvenlik güçlerine pusu kurmasının ve onlarca kişiyi öldürmesinin ardından perşembe günü şiddet olayları başladı.
Esad’ın ordusunda eski tuğgeneral Giyas Dalla, yönetime karşı yeni bir isyan başlattı ve “Suriye’nin Kurtuluşu için Askeri Konsey”i kurduğunu söyledi. Silah bırakmayı reddeden Esad’a bağlı eski güvenlik görevlilerinin dağlarda bir direniş grubu oluşturduğu hakkında haberler bulunuyor.
Fares,
Alevi toplumunun çoğunun Esad yanlılarına karşı olduğunu ve yaşanan şiddetten Dalla ve diğer Esad yanlılarını sorumlu tuttuğunu, kan dökülmesinden çıkar sağlıyorlar. Şimdi ihtiyacımız olan şey, resmi güvenliğin galip gelmesi ve katliamları yapan katillerin yargılanması, böylece ülke güvenliği yeniden sağlayabilir”
dedi.
Ancak diğerleri, geçiş dönemi başkanı Ahmed Eş-Şera’yı da suçluyor. Binlerce memur ve personelin işsiz kalmasına karşın için net bir strateji olmadan Suriye’nin güvenlik, ordu ve polis teşkilatlarını dağıttığını, bu kişilerden, özellikle polis teşkilatından olan bazılarının, Esad dönemindeki katliamlarla hiçbir ilgisi yoktu. Yeni yönetim ayrıca binlerce kamu çalışanını da işten çıkardı. Suriye nüfusunun yüzde 90’ının yoksulluk sınırının altında yaşıyor olması ve binlercesinin işsiz kalması, isyana ortam hazırlarken, Suriye’de yaşananlar konusunda görüş ayrılıkları var.
Daha geniş kitleler, sivillerin öldürülmesini kınıyor.
Şam’da, kıyı kentlerinde yaşanan şiddete karşı gösteriler düzenlendi.
Son iki günde Suriye’nin farklı bölgelerinde “cihat” çağrıları da yapıldı. Banyaslılar silahlı gruplara katılan bazı sivillerin de olduğunu iletti.
Çoğunluğunu Sünniler’in oluşturduğu Suriye’de Son 13 yıldır Esad rejiminin vahşetiyle karşı karşıya kalan ve bu durumun Alevi azınlığa karşı mezhepsel nefreti de körüklediği düşünülüyor. İnsan hakları grupları, Esad döneminde Alevi güvenlik görevlilerinin, çoğunluğu Sünni olan binlerce Suriyelinin öldürülmesi ve işkence görmesinde yer aldığına dair kanıtlar olduğunu bildirdi. Öldürülen ordu ve güvenlik güçleri mensupları çoğunlukla Sünni toplumdan ve şimdi bazı Sünniler misilleme istiyor. Suriye yönetimi itidal çağrısında bulundu.
Eş-Şera artık, herkes için güvenliği sağlamakla yükümlü. Kendisinin iktidara gelmesine yardımcı olan bazı birlikler yetkisi dahilinde olsa da bazı gruplar açıkça onun kontrolü dışında. Bu gruplar arasında radikal İslamcı olarak tanımlanan yabancı savaşçılar da bulunuyor. Suriye’yi güvenli ve demokratik bir geleceğe taşımak için birçok kişi, Eş-Şera’nın yabancı savaşçıların varlığını sona erdirmesi ve geçmişleri veya dinleri ne olursa olsun tüm Suriyelilerin haklarını koruyan bir anayasa sunması gerektiğini savunuyor. Böyle bir anayasa için yasal çerçeve üzerinde çalışsalar da, şiddet yanlısı grupları kontrol etmek ve yabancı savaşçıları göndermek büyük bir zorluk teşkil edecek.