25 Mart Salı akşamı Türkiye'nin son 10 yıldır gördüğü en büyük kitlesel öğrenci eylemi İstanbul'da yapıldı.

Üniversite öğrencileri, Maçka Demokrasi Parkı'nda toplanarak kayyum atanan Şişli Belediyesi'ne yürüdü.

Öğrenciler hiçbir partiyi desteklemediklerini ve partilerden ayrı bir eylem düzenlemek için bu  protesto eylemini yaptıklarını söylüyor.

Fotoğraflarının çekilmesini, haberde isimlerinin geçmesini istemiyorlar. Çoğunluğu yüzünü maske ya da bandana ile kapatmış. Gözaltına alınmaktan ya da fişlenmekten korktuklarını iletiyorlar.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nden bir erkek öğrenci;

"Bir genç olarak protesto yaparken yüzümüzü kapatmak zorunda kalmadığımız bir Türkiye hayal ediyoruz"

Cumhurbaşkanı, 26 Mart'ta yüzü maskeli protestocuları "terörist" olarak nitelendirdi.

Öğrenciler, bundan sonra da barışçıl sokak eylemlerini sürdüreceklerini iletiyor.

Bazı üniversitelerde ise öğrenciler dersleri boykot ediyor.

Görevden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal eden İstanbul Üniversitesi'nin öğrencileri de protestocular arasında.

İstanbul Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi öğrencileri de çağrıya destek verdi.

Maçka Parkı'nda buluşan ve Şişli'ye yürüyen öğrencilerin sayısını binlere ulaştı. Yürüyüş sırasında yoldan geçen arabalar kornayla öğrencilere desteklerini gösterirken,  öğrenciler alkış ve sloganlarla karşılık veriyor.

En büyük etkileşim evlerinden tencere tavalar ya da alkışlarla öğrencilere destek verenler arasında gerçekleşiyor. Öğrenciler "Gel gel gel" diye seslenerek onları da gösteriye katılmaya çağırıyor.

"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" en çok atılan slogan.

"Diplomasız Erdoğan" ve "Ekrem dışarı, Tayyip içeri" ,  "Hak, hukuk, adalet." en çok söylenen diğer sloganlar.

"Türkiye'de size bunların olmadığını düşündüren nedir?" sorusu sorulunca öğrencilerden biri şaşkınlıkla

"Abla ülkenin halini görmüyor musun? Bir insanı yargılamadan içeri alabiliyorlar"

diyor.

Marmara Üniversitesi'nden bir öğrenci ise;

"Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması değil aslında olay, diğerlerinin tutuklanmaması" diyor. Başka bir öğrenci de benzer ifadeler kullanıyor. Sadece CHP'ye ya da diğer partilere yönelik değil, AKP'ye yönelik yolsuzluk iddialarının da araştırılmasını istediğini söylerken;

"Yargının hükümetin elinden alınmasını istiyoruz" diyor.

En çok dile getirilen bir diğer talep ise "özgürlük". Bir öğrenci,

"Düşüncelerimizi özgür şekilde ifade etmemiz için uygun bir ortam sağlandığını düşünmüyoruz. Bunu sağlamak için sokağa çıkma kararı aldık"  diyor.

Ekonominin gidişatı, kadın cinayetleri ve gelecek kaygısı da öğrencilerin belirttiği konulardan.

Nişantaşı Üniversitesi'nden bir öğrenci,

"Geleceğimizi görmüyoruz. Yarın öbür gün bizim de diplomamız iptal edilebilir keyiflerine göre"

diyor.

Yeditepe Üniversitesi'nden bir öğrenci;

"Lise arkadaşlarımın çoğu yurt dışında yaşıyor. Ben bir Türk genciyim ve Türkiye'de kalmak istiyorum. Bunun önünü görmek istiyorum"

diyor.

CHP lideri Özgür Özel'in Saraçhane eylemlerini bitirme kararı hakkında ise bir Marmara Üniversitesi öğrencisi,

"Biz Saraçhane'ye İmamoğlu için değil, demokrasi için gittik. Eylemleri sürdüreceğiz, ülkede meydan bitmedi"

diyor.

Gösteride az sayıda da olsa lise öğrencisi de bulunuyor.

Kabataş Erkek Lisesi'nden bir öğrenci;

"Özgür Özel'in ne dediği bizi etkilemiyor. İnsanlar Özgür Özel olmadan otonom bir şekilde kendi eylemlerini yapıp, bir şeyleri değiştirme kapasitesine sahip. Bir siyasi partinin güdümüne ihtiyacımız yok."

diyor

ancak muhalefetin öğrencileri örgütlemesi gerektiğini, CHP'nin bunda başarısız olduğunu düşünenler de var. Bazı öğrenciler Saraçhane'deki konuşmaların ardından gerçekleşen polis müdahaleleri sırasında CHP'li milletvekillerinin "kendilerine sahip çıkmamasından" yakınıyor.

25 Mart Salı akşamı, 2013'teki Gezi Parkı protestolarında söylenen "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam", "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganları, Şişli sokaklarında 10 yıl sonra yeniden...

Bir öğrenci,

"Muhalefetin polislere karşı bizi ezdirmemesi, mitingi yaptıktan sonra bulundukları bölgeden ayrılmamaları, bizim davamıza sahip çıkması gerekiyor. Çünkü biz onları da savunuyoruz"

diyor.

Öğrenciler gerek sokak ve trafikte "hayatın akışını durdurarak" gerek ekonomik boykotla taleplerine dikkat çekmeye devam edeceklerini iletiyor.

Bir lise öğrencisi,

"bu gösterilerin halkı politik olarak daha bilinçli olmaya ittiği için" önemli olduğunu, medyadan aldığınız haberler iktidarın ve RTÜK'ün onayından geçtiği şekilde oluyor ama sokakta, trafikte buna maruz kaldığınızda, direkt eylemin gerçekliğini, örneğin polis ne kadar şiddet uygulamış ya da insanlar provokatif eylemler yapıyor mu bunu görebiliyorsunuz."

diyor.

Üniversite öğrencileri dersleri boykot etmeyi sürdüreceklerini iletiyor.

İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu'ndan bir öğrenci "Bütün tutuklamalar, gözaltılar serbest bırakılana dek, akademi üzerindeki baskı son bulana dek boykota devam kararı alındı" diyor.

Öğrenciler dersleri ya da sınavları ertelememeleri için akademisyenlerin ve dekanların, rektörlerden baskı gördüğünü öne sürüyor. Bazı öğrenciler genel grev çağrısı yapıyor.

İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu'ndaki öğrenci,

"Biz kampüslerde hayatı durduruyorken bütün işçilere, sendikalara, meslek örgütlerine çağrımız genel grev, genel direniştir. Bütün hayatı durdurmak zorundayız" diyor.

Bu çağrı yapılırken Şişli Belediyesi önünde kısık sesli de olsa "işçi, gençlik el ele, genel greve" diyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nden bir kadın öğrenci,

"Artık biz oy kullanarak bir şey kazanamayacağımızın, sandıkta bir şey kazanamayacağımızın farkındayız ve bu yüzden sokaktayız. Sadece toplumda bir ses olmaya, insanların bıkkınlığını dile getirmeye çalışıyoruz. Eylemlerimizi barışçıl bir şekilde sürdüreceğiz.''