
Evde kullandığımız temizlik ürünleri güvenli mi?
Temizlikte kimyasal maddeler kullanılmasının tarihi 500 yıla kadar dayanıyor.
Antik Roma dönemindeki temizlikçilerin kumaşları temizlemek için idrarın kullanılabileceğini keşfinden bu yana çok zaman geçti.
Covid-19 pandemisi günlük hijyen alışkanlıklarımızı değiştirdi ve birçok insan evlerindeki hastalığa neden olan her türlü organizma ve madde karşı daha bilinçli hale geldi.
Finlandiya'da gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, pandemi sırasında temizlik ürünlerinin kullanımında önemli bir artış yaşandı. Bilim insanları, bu dönemde insanların yüzde 70 daha sık temizlik yaptığını ve kullandıkları temizlik ürünlerinin miktarının yüzde 75 oranında arttığını açıkladı. Ev temizlik ürünleri, özellikle antibakteriyel spreyler, tuvaletler, mutfak yüzeyleri ve evimizin diğer alanlarını zararlı bakterilerden arındırmayı vadederken, bilimsel çalışmalar ise bu ürünlerin daha fazla zararlı kimyevi atıklara ve partiküllere maruz kalmamıza neden olabileceğini gösteriyor.
Fransa Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nde (INSERM) araştırmacı olan Emilie Pacheco Da Silva'ya göre, ev temizlik ürünlerini kullanmak astım için "değiştirilebilir risk faktörleri" arasında. Bu, davranışlarımızı değiştirerek hastalığın gelişme riskini azaltabileceğimiz anlamında.
2024 yılında yapılan bir araştırmada, bilim insanları 77 çalışmayı inceleyerek, ev temizlik ürünlerinin solunum üzerinde zararlı etkileri olabileceğini, özellikle sprey formundaki temizlik ürünlerinin sıvılar ve ıslak mendillere göre daha fazla zarar verdiğini söyledi. Araştırmalara göre, düzenli olarak temizlik spreyi kullanmak astım gelişme riskini artırıyor, mevcut astımı tetikliyor ve astım semptomlarının kontrolünü zorlaştırabiliyor.

Çocuklarda ise hırıltılı solunum riskini artırabiliyor. Özellikle haftada dört-yedi kez sprey kullanmanın, genç yetişkinlerde astım riskini artırdığı belirlendi.
Bilim insanları, temizlik ürünlerinin kullanımı sırasında ortaya çıkan uçucu organik bileşiklerin (VOC'ler) burun, boğaz ve kulak tahrişine neden olabileceğini söylüyor.
York Üniversitesi'nden Nicola Carslaw'a göre bazı kimyasallar diğerlerine göre daha büyük bir risk oluştururken, klor, amonyak, hidroklorik asit, kloramin ve sodyum hidroksit bulunuyor. Bu kimyasallar aşındırıcı ve reaktif tahriş ediciler olup, solunduğunda hücresel seviyede dokuya zarar verebiliyor.
Hangi temizlik ürünleri daha güvenli?
Son yıllarda, sentetik kimyasallar içermeyen ve çevreye daha duyarlı olduğu iddia edilen "doğal" temizlik ürünlerine olan talep arttı.
2024 yılında yapılan bir inceleme, yalnızca biyolojik olarak parçalanabilen bileşenler içeren "yeşil" ürünlerin geleneksel temizlik ürünlerinden daha az zararlı. Ancak araştırmacılar, bu ürünlerin solunum sağlığı üzerindeki etkilerini daha fazla incelemek gerektiğini söylüyor.
Pacheco Da Silva, "yeşil" ve ev yapımı temizlik ürünlerinin solunum sağlığı üzerindeki etkilerini inceleyen geniş ölçekli bir nüfus çalışmasının eksik olduğu görüşüyle 40 binden fazla insanın verilerini analiz ederek, onların solunum sağlığı ve temizlik alışkanlıkları hakkında bilgi topladı.
Araştırmasının başında, dezenfektan içeren ıslak mendillerin haftalık kullanımının astıma zarar vereceğini, ancak "yeşil" ve ev yapımı sprey ve mendillerin daha az zararlı olacağını öne sürdü.
İlk veriler, her üç kategorinin de astımla ilişkili olduğunu gösterdi. Ancak, insanların aynı anda tahriş edici maddeler veya spreyleri ne sıklıkta kullandıklarını da hesaba kattığında, "yeşil" ve ev yapımı ürünlerle astım arasındaki bağlantının kaybolduğunu, ancak ıslak mendillerin astım riskini artırmaya devam ettiğini buldu.
Carslaw, "yeşil" temizlik spreylerinin bizim için daha iyi olmadığını, vücudumuzun doğal ve yapay bileşenleri ayırt edemediğini söylüyor.
Örneğin, limon kokulu bir temizlik ürününde doğal limon yağı kullanılsa da, fabrika üretimi limon kokusuyla aynı bileşiği limonen içeriyor.
Limonen havaya salındığında kimyasal reaksiyonlara girerek formaldehit gibi kansere neden olduğu bilinen maddeler üretebiliyor.
Bazı insanlar su, sitrik asit, tuz, kabartma tozu gibi karışımlarla yapılan ev yapımı temizlik ürünlerini daha sağlıklı olduğunu düşünerek kullanıyor.
Ancak bilim insanları, bu ürünlerde hangi aktif bileşenlerin güvenli şekilde kullanılması gerektiğine dair yeterli bilginin olmadığını belirtti.
Bilim insanları, antibakteriyel temizlik ürünlerinin aşırı kullanımının antibiyotik direncine katkıda bulunabileceğinden endişe duyuyor.
Antibiyotik direnci, bakterilerin antibiyotiklere karşı savunma geliştirerek bazı enfeksiyonlar karşısında ilaçların etkisini azaltmasıdır.
ABD'deki Columbia Üniversitesi Mailman Halk Sağlığı Okulu'nda epidemiyoloji profesörü olan Elaine Larson, bazı çalışmaların belirli antibakteriyel ürünlerin kullanımının belirli antibiyotiklerle çapraz reaksiyona neden olabileceğini gösterdiğini, bunun bu antibiyotiklere karşı direnç kazanabileceğiniz anlamına geldiğini ve antibiyotiklerin etkinliğini engellediğini söylüyor.
Bu durumun hijyen hipoteziyle açıklanabileceğini belirten Larson, çocukların erken yaşta ne kadar çok bakteri, virüs ve diğer mikroplara maruz kalırsa bağışıklık sistemlerinin o kadar iyi gelişeceğini savunuyor. Ancak son yıllarda bilim insanları arasında bu teorinin doğruluğu konusunda bazı anlaşmazlıklar yaşanıyor.
Kariyerini antibakteriyel direnci araştırmaya adamış Larson, 2007 yılında insanların antimikrobiyal sabunlara ve ev temizlik ürünlerine maruz kalmasıyla ilgili artan endişeleri gidermek için bir çalışma yürüttü. Antibakteriyel olarak etiketlenmiş ürünleri kullanmanın herhangi bir sağlık yararı olup olmadığını görmek için başlattığı çalışmada, Manhattan'da yaşayan 238 aileye mutfak spreyi ve sert yüzey temizleyicisi (antibakteriyel ya da antibakteriyel içerik içermeyen) gibi ürünleri rastgele verdi. Bütün ürünler piyasada mevcuttu, ancak etiketleri çıkarılmıştı. Bir yıl boyunca bu aileleri neredeyse her hafta takip eden Larson, solunum yolu hastalıkları gibi belirtileri kaydetti. Çalışma sonunda, antibakteriyel ve antibakteriyel olmayan ürünleri kullanan aileler arasında herhangi bir fark olmadığını buldu.
Larson'a göre, temizliğin en önemli kısmı ürünlerin içeriği değil, yüzeyleri temizlerken uyguladığımız fiziksel sürtünme gücüydü.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) de el yıkamada en önemli şeyin mekanik hareket olduğunu ve antibakteriyel sabunların normal sabundan daha etkili olduğuna dair kesin bir bilimsel kanıt bulunmadığını söyledi.
Ancak Larson, çalışmada gastrointestinal hastalıklar gibi ev temizliğinden etkilenmesi en muhtemel enfeksiyon türlerinin bakteriyel kaynaklı olabileceği sonucuna vardı.
Çalışmada seçilen ürünlerin anti-viral özelliklere sahip olduğunu iddia etmeyen Larson bunun nedeninin, antibakteriyel ürünlerin hava yoluyla bulaşabilen ve genellikle solunum yolu enfeksiyonlarının nedeni olan virüsleri her zaman caydırmaması olduğunu söylüyor.
Ancak Larson, antibakteriyel ürünlerin zararlı bakterileri öldürerek ya da büyümelerini engelleyerek salmonella gibi gastrointestinal ya da bakteriyel enfeksiyonlara yardımcı olabileceğini, antibakteriyel temizlik ürünleri kullanmanın antibiyotik direnci için teorik bir riske karşı tartılması gerektiğini söyledi.
Bilim insanları, temizlik ürünlerinin sağlığımız üzerindeki etkilerinin mekanizmalarını tam olarak bilmese de, bu ürünleri en aza indirilmesini ve sadece gerektiği kadar kullanmayı öneriyor.
Amerikan Akciğer Derneği, temizlik sırasında ortamın iyi havalandırılmasını ve tahriş edici içeriklerden kaçınılmasını söylüyor. Carslaw, sıvı temizleyicilerin spreylerden daha az riskli olduğunu, spreylerin havaya daha fazla kimyasal salınımına neden olduğunu söylüyor. Eklenmiş parfüm içeren temizleyicilerden kaçınılmasını, bu tür ürünler genellikle solunum yollarını tahriş eden bileşikler içerdiğini savunuyor.
Ev temizliği kesinlikle temizlik yapmamaktan daha güvenli olsa da araştırmalar, "yeşil" veya "doğal" ürünlerin de bazı riskler taşıyabileceğini göstermekte.