Cebeli Tarık’tan Geçen Sükutu Hayaller (Tuhaf Bir Mesel)
Çarkçı başı,
Beğenmedi aşı.
Süvarinin bakışı,
Dümendeki ikinci kaptanın gözlerinin yaşı.
Seddül bahir ile Maverayı ünnehir,
Bağdat yolundaki kerwanın peşi sıra,
Dudakları, memeleri we kalçaları için “dünya kadar borcum olsun ama benim olsun” sohbetinin kıraliçesi
Sürmeli kadın paşa,
Hiçlik hıçkırık kıriziyle bayılıwerdi, memelerini sürterek,
Kerwan başı Merzifon Eşşağının kaytan bıyıklı sahibinin kucağına.
“Hooop!” ünledi kerwan başı.
Haykırdı şen şamalak esrik deli ciwelek sürmeli gözlerini kırpıştırıp:
“İlk wahada molaya demleneceğiz, aceleyle imha etmeyin kendinizi, sıkın dişinizi, direnin zembereğin arasında rayihası süzülen akıncı emekliliğinize”
Dewrim gibi şeklinde,
Fişek kalıbında dökülmüş barutlu elma şekerleri çocukluğu,
Ergenlikten sonra,
Ya korktu,
Ya kaçtı,
Ya ihanet-ül dawa’ya zenneleşti,
Ya da “hikayeymiş her şey Aga” pop sıtarı kümpenliğiyle pawyonda pikniğe gitti.
Cebeli tarıktan geçen yarı yaralı cumbalı ewler,
Gırimwiç boylamının, x enlemiyle öpüştüğü köprü başında tebeşir tozu içmiş çocuk gibi tir tir titreyerek hafızasını sildi.
Kerwandan geriye bir,
“Esselamüün aleyküm” we,
Bir de,
“tanışıyor muyuz?” diyen kız lisesi mezunu kadına,
“aynı lisede okumuştuk” cewabını yapıştıran yüzsüzlük kaldı.
Dr. Hüseyin Koç